Şub 162015
Hundred-Foot Journey (2014)

Food is memories…. Yani, yemek hatıralardır. Türkçe’ye Aşk Tarifi olarak çevrilen filmde beni en çok etkileyen cümle bu oldu desem abartmış olmam. Benim YaptımYedim fikrini hayata geçirmemin arkasındaki nedenlerden biri de tam da bu aslında. Yemek benim için hayatta kalmak  için tükettiğimiz ya da farklı lezzetler ortaya çıkararak ağzımızda lezzet patlamaları yaşamaktan zevk aldığımız bir şey değil.  Benim için yemek, geçmişten bu güne taşınan pratikleri ifade ediyor. Her ne kadar gelişen teknoloji ve fikirlerle yenilikler yaratsanız da bazen eskinin yerini hiçbir şey tutmuyor. Tutmadığı gibi hatıralar, pratikler o yemekle birlikte nesilden nesile geçiyor.  Film de bunu çok güzel ortaya koyuyor aslında. Ayrıca filmde kendini bir çok anlamda kanıtlamış Avrupa mutfaklarından Fransız mutfağı ile doğu mutfaklarının bir çatışmasına da şahit oluyoruz. Filmdeki Hintli aile reisinin Fransız şef ile yüzleşirken dediği gibi baharatları tutam tutam kullanan bir mutfak ile kaşık kaşık kullanan bir mutfağının yüzleşmesi var filmde. Ee, farklı mekanlar, farklı yaşanmışlıklar, farklı gelenekler ve farklı tatlar. Sonuç illa kavga ile, uzlaşmazlıkla sonuçlanacak değil ya… Sonunu söyleyip heyecanınızı kaçırmayayım… Siz iyisi mi en yakın zamanda izleyin…